Küresel iklim değişikliği, tüm insanlığı tehdit etmeye ve yaşam kalitemizi düşürmeye devam ediyor. İnsanoğlunun kendi eliyle yarattığı tahribat sonucunda evrendeki tek yuvamız olan dünyamız değişiyor ve yaşanmayacak hale geliyor. Tüm dünyanın ortak problemi olan küresel iklim değişikliği ile mücadele için çeşitli adımlar atılsa da henüz yeterli düzeye ulaştığı düşünülmüyor. Geri dönülemeyecek şekilde verdiğimiz bu zarar, tüm canlı yaşamını derinden etkiliyor.
Küresel iklim değişikliğini anlamak adına küresel ısınmanın tanımının ve kapsamının iyi bir şekilde anlaşılması gerekiyor. Dünyanın ortalama yüzey sıcaklığının ve okyanusların fosil yakıtların kullanılması sonucu salgılanan sera gazları nedeniyle yükselmesi, küresel ısınma olarak tanımlanıyor. Son yüzyılın en büyük çevre problemi olan küresel iklim değişikliği, dünyayı ve insanlığı ağır sonuçlarla karşı karşıya bırakıyor. 1880 yılından bu yana dünyanın sıcaklık seviyesinin 1 C° arttığı ve bu ısı seviyesinin önümüzdeki yıllarda 5 C° oranında artacağı düşünülüyor.
Son dönemlerde sıkça gündeme gelen, dünyayı ve Türkiye’yi özellikle yaz aylarında tehdit eden orman yangınları, binlerce hektarlık orman arazilerine zarar veriyor. Küresel iklim değişikliğinin en önemli sonuçları arasında gösterilen orman yangınları; küresel iklim değişikliğini hızlandırıyor, orman arazilerinin tahribatını artırıyor ve dünyadaki oksijen miktarının azalmasına neden oluyor. Yangınlardan kaynaklı olarak ortaya çıkan karbondioksit ve diğer zararlı gazların oranları artarken, bunları oksijene çevirecek ağaçların da sayısı giderek azalıyor. Uzmanlar oksijen seviyesindeki azalmanın son 50 yılda yüzde 2 olduğunu ve bu rakamın giderek yukarıya doğru çıktığını ifade ediyorlar.
Küresel iklim değişikliği ile ilgili yayımlanan bir rapora göre 1880 yılından bu yana dünyanın sıcaklık seviyesinin 1 C° arttığı görülüyor. Bu durum yağış rejimlerinin değişimine zemin hazırlıyor. Bu noktada artan kuraklık nedeniyle sürdürülebilir tarım politikaları işlevselliğini yitiriyor ve gıda üretimi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Düzensiz yağış rejimleri ve artan sıcakları aynı zamanda tarım alanlarının tahribatını artıyor ve tarım alanlarının zarar görmesini sağlıyor. Uzmanlar gıda ihtiyacının 2050 yılında %60 artacağını ancak mevcut küresel iklim değişikliği ile yaratılan tahribat nedeniyle üretimin bunu karşılayamayacak hale geldiğini ifade ediyorlar.