Aksaray valisi Hamza Aydoğdu katıldığı bir cenaze namazı sonrası, taziye yemeğini yasakladığını duyurdu.
İnşallah bu uygulamanın tüm Türkiye'de devam etmesini temenni ediyoruz çok güzel ve yerinde bir uygulama.
Dinimizde yeri olmayan ve sonradan katılan adet halini almış ve yapılması mecburmuş gibi insanlara aktarılan bu uygulamanın bir an önce tüm Türkiye'de uygulanmasını temenni ediyorum.
Maddi durumu iyi olmayan cenazesi olunca yine etrafındaki yakın akraba eş dosttan borç para alıyor ya da gidip kredi çekiyor, bir yerlerden bulup buluşturup sanki bir cenaze yemeğini yapması mecburmuş gibi kendini zan altında hissediyor.
Gerek köy yerlerinde ilçelerde kazanlarla yapılırken, şehirlerde de ya taziye salonlarında ya da cenaze olan evlerin önünde kurulan cenaze çadırlarında özellikle verilmezse olmazsa olmazımız cenaze yemeklerimiz artık kaldırsın lütfen çok utanç verici bir durum aslında.
İnsanların en sevdikleri ölmüş kiminin kocası kiminin karısı kiminin anne babası kiminin ise çocuğu, insanlar daha cenazesini gömer gömez 3. gün okunacak olan mevlütte taziyeye gelen misafirlere ne yemek yaparım derdine düşüyor, ne garip bir çelişki öyle değil mi?
Yahu kardeşim insanlar kendi kaybettikleri canlarına üzülecek, oturup onun yasını mı tutacak, yoksa size ne yemek yaparım derdine mi düşecek üstelik param var mı yok mu onu da düşünmüyor.
Bir de işin hem trajikomik hem de utanç verici durumu bazı camiden çıkan emekli cemaat işi yok gücü yok, nerede yemekli cenaze taziyesi var haydi gidelim de akşam yemeğimiz bedavaya çıksın bir tabak yemek yiyen bir tane daha istiyor, bir paket lahmacun alan evladım bir tane daha ver akşam evde yerim diyerek tam da Levent Kırcalık Güler misin ağlar mısın olacak O kadar dedirttiriyor.
Bazı köy cenazelerinde cenaze yemeğinde veya çıkışında geçen sohbette şu,
Yahu Ahmet Ağa pilava karabiber koymamışlardı, etli aşın etini az koymuşlar, kuru fasulyenin tanesi azdı, aşşürü tavuk etinden yapmışlar ne kadar ayıp etten yapmamışlar paran yoksa yapma kardeşim gibi gurme eleştiriler de cabası aslında.
Bu işin acı bir tarafı diğer bir tarafı da diyelim ki bir trafik kazasında veyahut da ameliyatta buna takılmayın bir ailenin annesi babası veyahut da her ikisi de vefat ediyor çocuklar ortada yetim kalmış bir de bunları maddi durumu yoksa bunların amcaları teyzeleri dayıları bir telaşa düşüyor yemek telaşına, ya arkadaş bunlara cenaze yemeyi düşmez çocuklar zaten yetim öksüz kalmış o yemeği konulacak parayı o çocuklara verirse geçimleri ve eğitimleri için harcansa daha uygun ve daha sevap olmaz mı? İnsanlar yemek olsa da olmasa da zaten gelip dualarını edip rahmet salmayacaklar mı yemek olunca daha mı çok rahmet alınacak daha mı çok sevap işlenecek öyle bir dünya yok.
İnsanları zorla borç altına sokup parası var mı yok mu sorulmadan yemek yapacakmış gibi bir mecburiyete sokuyoruz.
Hatırlayalım eskiden bundan 30-40 sene önce yine cenazelerde ev sahibi acısından yemek yapmaz ve ocağı 3 gün Alev almazdı konu komşusu onu elinde ne varsa getirir acısını paylaşırdı kimi durumu iyiyse kasaptan tepsiye et lahmacun, durum iyi olmayan da evinde bir tencere bulgur pilavı ve yoğurt getirirdi o acılı 3 gün böyle paylaşılırdı.
Ama şimdilerde illaki cenaze yemeği olacak olmazsa olmaz, sanki emredilmiş ayet hadislerde mecbur kılınmış yapılmazsa günahmış gibi insanların kafasında yer etmeye başladı.
Başka bir konu ise diyelim ki ölen cenaze sağlığında çok zengin malı mülkü Gani, lakin bu arkadaşım malından mülkünden ne fitre zekatını verir ne de fakir fukarayı gözetir konu komşusuna yardımda bulunmaz, ama ölünce çocukları varisleri veya akrabaları onun adına dana kesip yüzlerce kişiye yemek yapıyor söz de hayır işliyorum diyor, ama nafile sağlığında Allah yolunda harcamayan, Allah'ın rızasını gözetmek için cömert davranmayan bir insana öldükten sonra onun adına hayır yapmışsın çok affedersiniz bir halta yaramaz ancak gelenlerin karnını doyurursunuz bundan öteye gitmez bu iş.
Dinen fetva kesmiyoruz ama dinimiz hem akıl hem de kolaylık dini bunun için fetva kesmeye gerek yok.
Bu anlamda bir ilki başlatan sayın Aksaray valimize sonsuz teşekkürlerimizi bir borç bekliyoruz böyle devlet adamlarına ve din görevlilerine ihtiyacımız var ülke olarak. ESEN KALIN...
