KİM KAZANDI?

  • Yazar :Mustafa Özkoca
  • Eklenme Tarihi :02.04.2022 02:51

TARIM BİTTİ KÖYLÜ ÇİFTÇİ BATTI VATANDAŞ ALAMADI PEKİ KİM KAZANDI?

 

Yaklaşık son 10 yıldır uygulanan beceriksiz ve iş bilmezlik tarım politikaları yüzünden, Özal döneminde kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri iken, ülke dışarıya bağımlı hale geldi.

Peki güzelim ülkemiz nasıl oldu da bu hale böyle geldi köylü çiftçi ekip biçip mahsulünü hazırda bekleyen tarım kredi kooperatiflerine satarken , şimdi çiftçi yüksek girdi maliyetleri yüzünden ne Ekim yapabiliyor ne de vatandaş ucuza alabiliyor iyi ama burada kim kazançlı çıktı peki söyleyeyim size.

1- Kendi çiftçisini yok edip, tarım arazilerini Atıl duruma terk edenler, çiftçiye köylüye tarım desteği vereceklerine gidip Sudan'da 780.000 dönüm, Nijerya'da 1 milyon hektar tarım arazisi kiralayıp bunları Kendi yandaşlarına peşkeş çekmişlerdi.

2- Türkiye'de çiftçi sayısı son 5 yılda %26, 10 yılda ise %53 azaldı. Tarım alanları ise son 10 yılda %5, 2001-2020 yılları arasında %12 geriledi. 2001 yılında tarım alanları 26 milyon hektardı. 2020 yılına gelindiğinde bu rakam 23.1 milyon hektara düştü.

3- Son 20 yılda 3 milyon hektar tarım alanını kaybedenler Afrika'da gidip kiraladıkları tarım arazileri için sudan'da bir şirket kurdular bunun %80'i TİGEM,

%20 Sudan'ın işin gizli kısmı burada başlıyor, işleri yürütüyor gibi gözüksede burada tarım yapılmadan tarım yapılmış gibi gösterip bu arazilerde yandaşlara kiralandı, öyle ya kiralama yapılalı 2 yıl oldu ama ne tarım var , ne biçen var yani sizin anlayacağınız Afrika'da kiraladığımız tarım arazilerinde hiçbir tarımsal faaliyet yapılmadı ama yapılmış gibi gösterip devlet zarara uğradı.

4-sözde Afrika'da ucuza kiralanan tarım arazilerinde ucuza mal edilecek ürünler Türkiye'de ucuz satılacaktı ama peşkeş çekilen araziler ekilip biçilmeden oradaki şirketler liman,taşımacılık, alt yapı işlerinde kullanmak üzere paravan şirketler üzerinden kara para aklandı.

5-Son 10 yılda tarım üzerinden kurulan bilinçli olarak yanlış politikalar yüzünden birilerine milyarlarca dolarlık rant sağlanırken vatandaşta ucuz yağ alabilmek için kuyruklarda saatlerce sıra bekletiliyor aynı olay buğday mercimek nohut Mısır ve soya da da yaşanıyor.

6- Bir önceki tarım bakanı yerli üretim yerli tohuma destek verileceği yerde ithalat lobilerin peşinde koştu, yerine yeni atanan bakanda ondan geri kalır değil yani uluslararası şirketler ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri  kovalıyor, yeni taze tarım bakanı koltuğuna oturur oturmaz vatandaşa hiç bir arazi boş kalmasın her yere ekip biçin diyor ama ne yerli tohumu destekliyor ne ucuza gübre tohum akaryakıt desteği sağlarım demiyor çiftçi nasıl ekip biçsin kardeşim.

Tarımın tekrardan ayağa kalkabilmesi için, toprağa küstürülen köylünün çiftçinin tekrardan toprağa dönmesi için acil olarak tarım seferberliği ilan edilmeli, çiftçimize hububat yağlı tohum üretimi için mazot ve gübre hibeleri verilmeli, yoksa kıtlık ile karşı karşıyayız bu işin şakası yok köylü çiftçi ekip biçemiyor.

TARIMDA HER EKSİĞİ DIŞARIDAN İTHAL EDERSENİZ GELİNEN NOKTA BU OLUR...

ESEN KALIN.....