Son yıllarda yapılan büyük atılımlarla Türkiye'de yapılan gerek şehir hastaneleri gerekse adliye sarayları ihtişamlı ve şaşalı görünüşüyle gözlerimizi kamaştırıyor.

 

Evet gerçekten de şu son 10 yıldır özellikle yeni yapılan şehir hastaneleri adliye sarayları günümüz türkiye'si için oldukça gerekli ve elzemdir buna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum.

Gerçekten çoğu Devlet hastanelerimiz eskimişti ya çok büyük külfette tadilat ya da yıkılıp yapılmaları gerekiyordu buraya kadar her şey doğal normal olması gereken buydu.

Aynı olay adliye binalar içinde geçerliydi çünkü görülen mahkemeler küçük salonlarda günün ihtiyacını karşılamıyordu şu anda ise adliyelerimiz geniş ferah mahkemeler uygun şartlarda uygun ortamlarda görülüyor.

Buraya kadar çizilen tablo çok güzel ama bu iki önemli kurumun binaların içine büro malzemesi sağlık malzemesi doldurarak modernleştirmek bir yana bunları kullanacak yetişmiş elemanları yeteri sayıda almamakla beraber gereksinimi karşılayamamaktadır.

Öyle ki son 3 yıldır yaşanan pandemi süreci ve sağlıkta şiddet haberlerinin ardından üstüne üstlük hakkınız ödenmez diyerek sosyal hakları ve iyileştirmeler yapılmayan sağlık çalışanları yurt dışına kaçmaya başladı ister istemez.

Bu minvalde yaklaşık 20.000'e yakın sağlık çalışanlarının yurt dışındaki sağlık kuruluşlarına gittiği 35 bine yakın gitmek için de müracaatta bulunulduğu Türkiye'nin acı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Türkiye'deki alım gücüyle yurt dışındaki alım gücünü karşılaştıran sağlıkçılar daha iyi bir yaşam çocuklar için daha iyi bir gelecek ve sağlıkla şiddet görülmeyen insana insanca değer verilen toplumlara kendini kaçırmaya başladı.

Bu ayıp Türkiye'ye yeter de artar bile bu kaçışların önüne geçmek için bir an önce sağlıkta şiddet yasasının düzenlenmesi sağlık çalışanlarının özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesi mesai saatlerinin düzenlenmesi, sağlık kuruluşlarında eksik olan yeteri kadar doktor hemşire hasta bakıcı temizlik görevlisi alınması gerekmektedir.

 Dünya kadar sağlık mezunu var ama her nedense öğretmen açığında bulunduğu gibi sağlık sektöründe de çok sayıda açık var hasta başına doktor sayısı çok az hemşire çok az ama hiçbir şekilde Sağlık bakanlığı alım yapmıyor yapsa da yılda 10.000 bu da sağlık sektöründeki açığı kapatmıyor.

Öte taraftan adliyelerde de aynı sıkıntı yaşanmakta tamam adliye binaları yenilendi mahkeme salonları büyüdü çok güzel ama fetö borsasını yüceltenler 15 temmuz'da patlayan balonla birlikte gerek görevden atılan gerekse açığa alınan hakim savcı ve adliye çalışanlarının sayısının çokluğu ile yargıyı nasıl ele geçirdikleri ortaya çıktı, dolayısıyla zaten yargıda eksik olan personel sayısı daha da düştü.

Mahkemeler sürekli erteleniyor duruşmalar diğer tarihlere aktarılıyor çoğunluğu da hakim ve savcı sayısını yetersiz olmasından kaynaklı insanların mahkemeleri yıllarca sürüyor bu işe de bir an önce çözüm bulunması lazım bina yapmakla malzeme almakla bu işler çözülmez binayı kullanacak malzemeleri çalıştıracak personel olmadıktan sonra ne işe yarar?

ESEN KALIN...