Hayat bir denge işidir. İki gözümüz var, biri görürken diğeri destek olur. İki ayağımız var, biri yürürken diğeri yere tutunur. Kalbimiz bile iki kulakçıkla atar. Çünkü hayat bilir ki, tek başına yürüyen bir taraf, öbürünü sürükler, taşır ve nihayetinde yorar.

İlişkiler de böyle. Sadece evlilik değil, dostluk, ortaklık, hatta komşuluk bile. Eğer denklik yoksa, o ilişki zamanla bir tarafı yorar, diğerini ise ciddi manada kırar. 

Her zaman biri daha çok affeder, biri daha çok susar, biri daha çok çabalar. Denk olmayan kalpler, birbiriyle ya didişir ya da biri hep geri çekilerek ezilir.

Esasında burada denklikten kastımız, cüzdandaki rakamlar, bitirdigimiz okullar ya da boyumuz posumuz yüz güzelligimiz değildir.

Asıl denklik, vizyonda, değerlerde, dünya görüşünde, gönül güzelliğinde ve hayata bakıştadır. Çünkü hayatta aynı yöne bakamayan iki insan, zamanla birbirinin gölgesine bile tahammül edemezler.

Bir taraf her şeyi olduğu gibi severken, diğeri her şeyi olması gerektiği gibi ister. Biri her akşam gökyüzüne bakıp şükrederken, diğeri hep eksikleri sayar. Biri susarak büyürken, diğeri konuşarak küçülür. Ve denk olmayan bu iki ayrı dünya, tek bir odaya hapsolduğunda, orada artık huzur değil, hayal kırıklığı yaşar.

Bu yalnızca evliliklerde değil.

Bir iş yerinde vizyonu yüksek biriyle günü kurtarmaya çalışan biri denk değildir.

Bir arkadaşlıkta yüreğiyle koşanla, içten pazarlıkla yürüyen denk değildir.

Bir şehirde üretmeye çalışanla sadece tüketen denk değildir.

Ve ne zaman denk gelmeyenler uzun süre yan yana kalırsa, biri incinir, diğeri de içten içe öfkelenerek kendi olmaktan vazgeçer. Çünkü istemediği olaylara  her gün tanık olmak, insanın benliğini etkiler ve bir gün o insan aniden patlar. Kimi sözcükle, kimi sessizlikle, kimi ise uzaklaşarak.

Bu yüzden denk olana değer ver. Yani seni anlayan, seninle aynı dili konuşan, belki senin gibi düşünmeyen ama düşüncelerine değer veren, ruhunun derinliğine saygı duyan ve seninle birlikte gelişemek isteyene. İşte tamda kastettiğimiz denk olmak budur can.

Hayat, seni anlayanla güzelleşir ve anlamak anlaşılmak kadar güzeldir. 

Her şey bütünün hayrına olsun.

Eyvallah.