Yazının sanattaki yeri ayrı. Yazının hayattaki yeri de ayrıdır. Kendine özgü bir dünyası vardır. Dünyamızdan ayrı bir dünya değil. Sözünü ettiğimiz,”Sanat Dünyasıdır” Yazının ne kadar yaratıcı bir özelliğinin olduğunu anlatmaya çaba sarfedeceğiz. Başlayan her yeni günde,sanata dair çok şey de başlamış oluyor. Bu günler için,aylar ve yıllar için de öyledir!.
Burada sadece güncel konular değil,duygu ve düşünceler de hayat bulur. Bu nedenle yazının eskisi,yenisi olmaz. O hep aynı yerde,aynı durumda,aynı özlemdedir..Doğayı onunla anlatıyoruz. Bir de resimle.. Bir de fotoğrafla.. Geçen seneleri onunla anlatıyoruz. Bir de tarihle.. Gelecek yılları onunla anlatıyoruz. Yarınları onunla.. Bir de ümit dolu,anlam dolu kelimelerle..
“Yazı yazma sanatı” tarihin,mazinin,geçmişin ilk sanatıdır,diyebiliriz. İlk güzel sanatı. Diğer bütün dallar onunla başlar. Ondan esinlenirler. SANAT YAZILARI BİRER İLHAM KAYNAĞIDIR. Burada hemen her konuya yer vardır. Hemen her öğe,her unsur bu dünyanın içindedir. Onun gelişmesi sadece “yeteneğe” bağlıdır. Yani teknoloji onu geliştirmez. İleriye götürmez..
“Yazı yazma sanatı” evrenseldir. Toplumların yerel anlamda kültürel yapılarını geniş kitlelere ulaştırır. Kültürler yazıda hayat bulur. Tarihler de!.Hatta,bilim ve teknoloji de bu sanattan faydalanmaktadır. Elbette bir de hayal gücü!. Hayalleri yazıya dönüştürüp gerçekleştirme sanatı hep onun içindedir. Kitapların,eserlerin ve bilimsel konuların yazımı da bu çerçevededir.
Yıllar öncesinden yıllar sonrasına akıp giden en baştaki konudur da,diyebiliriz. Onunla hemen heşeyi anlatmak,kavratmak ve bilgilendirmek mümkün.Gelip geçici bir konu olmadığı için ona gereken bütün değerler verilmelidir.Yazı sanatı,hayata yön vermez. Ama yönünü gösterir!. SAYGILARIMIZI SUNARIZ!.