Mevsimlerin en hüzünlüsü başlamak üzere.. Kederlerin üst düzeyde olduğu günler bu günlerdir,desek yanılmamış oluruz.. Onun havasında var bunlar!. Bu yazımızda,onun hüznünü,kederini ve farklılığını anlatmaya çalışacağız. Siz bakmayın içinde bahar kelimesinin geçtiğine.. O,günleriyle,aylarıyla,gecesi-gündüzüyle çok farklı bir yapıya sahiptir. Anıların da en yoğun yaşandığı günlerdir.
Önce onun havasını ele alalım. Yönü ve şiddeti daha önce kestirilemeyen farklı bir esişi var onun. Zaten bu havası yüzünden özel anlamları oluyor. Hava,bu mevsime özellik katıyor. Ilık ve ılıman olacağını düşündüğünüzde,aniden değişebiliyor. Soğukla-sıcak arasında kalıyor bir çok şey.. Rüzgar,ona neden hüzün getirir? Onu bilmek,anlatmak bir az zor olsa gerek.
Bu mevsimin en önemli özelliklerinin başında “Yaprak Dökümü” gelir. Yapraklar,ağaçlardan,dallardan süzüle-süzüle düşer.. Bir melodi gibi hafif,ince sesiyle düşüp giderler. Bu anlar bir çok sanata ve sanatçıya “İlham” kaynağı oluşturuyor. Kimilerine göre bu bir başlangıç. Kimilerine göre de bir son!. Yaprak düşünce başlıyor hüzünler..
Bu mevsime “Hazan” mevsimi denilmesinin nedenlerinde biri de bu farklı ortamı ve havasıdır. Ayrıca güz mevsimi ve bağ bozumu mevsimi de denilmektedir. Burada dikkat edilirse,bütün isimlerinde bir mana bir anlam bulunuyor. Yazdan sonra,kıştan önce bir yerde durduğu için de farklı oluyor onun dünyası. Tam ortada bir yerde. Onun dünyasında “Sevgi” de var ama!.
Düşen yaprakların,kederlerin,farklı rüzgarların içinde en güzel sevdalar da oluyor. Onun havasında sevdaya yakın bir esin vardır. Ayrılıkların da mevsimi olarak bilinen Sonbaharın biz en güzel tarafını alıp yaşamak isteriz. Onun duygu yüklü,anlam ve hasret yüklü yönünü yaşamak isteriz!. SEVGİ VE SAYGILARIMIZI SUNARIZ!.