Gündüz-gece nasıl yenileniyorsa,günlerin ve mevsimlerin de değiştiğini görmek mümkün. Onlar da yenilenip,gelişiyor.. Belki de,hepsinde benzer tabloların olduğu görebiliyoruz. "Her mevsimin ayrı bir güzelliği var!." Burada sadece dört mevsimden söz etmiyoruz,onların her havasını anlatmak istiyoruz. Havaları farklı,ama etkileri ve anlamları aynı. Mevsimlerin havası bu!.
“Yeni Bir Mevsim” yaratmak mümkün olmadığına göre,yaşadığımız mevsimleri daha iyi tanımamız ve anlamamız gerekiyor. Onlar doğanın biz insanlara ve canlı varlıklara sunduğu en değerli unsurlardır. En güzel zamanlardır!. Bir birini tamamlayan en önemli anlar devamlı olarak onlarda vardır. Yazılarda,kitaplarda anlattığımız mevsimleri tabiat bize olduğu gibi gösteriyor.
“İkinci Bahar” denilen bir anlatım şekli var. Aslında böyle bir mevsim yok. Fakat,özlemleri ve ümitleri yenilemek için bu deyim kullanılıyor. İlk ve sonbaharın ortası gibi!.Burada geçmişi yaşamakta yok. Bugünün adına,yarınların adına söylenmiş bir deyim olarak kabul edilebilir. Böyle bir mevsim yaşanır mı,yaşanmaz mı,onu bilmek oldukça zor..
“Son Mevsim” diye yeni bir hayal olur mu?. Biten günlerin,ayların yerine geçmişin hatırasını yaşatmak için son mevsimin hayali kurulabilir. Dört mevsimin içindeki hatıraları biriktirmek ve onları geleceğe taşımak için böyle bir kurgu düşüncesi olabilir. O zaman ne denilir,son mevsimi de yaşıyoruz.. Elbette bu,gerçeği yansıtmayacaktır. Sadece ufak bir hayaldi!.
Günlerin,ayların,mevsimlerin ve senelerin hayattaki yeri her zaman önemli olmuştur. Onların içinde bulunan hemen her şey yaşamı şu ya da bu şekilde etkilemektedir. Ama,onları değiştirmek mümkün değil.Gün gün olarak kalacak. Ay ay olarak. Mevsim mevsim olarak. Sene sene olarak kalacak. Hasretler de öyle!. EN GÜZEL GÜNLERİN SİZLERİN OLMASI DİLEĞİYLE!.