Bir çok şey geçmişte kalmaya başlıyor. Bu,doğanın içinde,yaşamın içinde olan ve sürekliliği olan bir durum. “Geçişte Kalıyor” yaşananlar,hatıralar,özlemler!. Belkide böyle oldukları için daha farklı oluyorlar. Daha ilgi çekici oluyorlar. Bir çok şey mazide kalmasaydı,bugünün fazla bir anlamı olmayacaktı. Manalarında devamlı eksiklikler olacaktı.
Her şey mazide kalacaksa,bugünün anlamını iyi bilmek lazım. Bugünün değerini iyi bilmek gerekir. Durmadan geçen zaman geçmişi değil,geleceği anımsatmalı. Yaşamın en önemli öğesi bu olsa gerek. Burada dikkat edilirse,yazılan bütün eserlerde bu konu net bir şekilde dile getirilir. Geçmişten geleceğe doğru!. Yarının daha güzel olması için bu çok gereklidir.
“Mazinin hatıraları” dışında ne olabilir ki?. Oysa,gelecek olduğu gibi duruyor. Günlerin içinden akıp ileriye doğru hiç durmadan giden bu dünyada geçmişin fazla bir önemi olmaz. “Anıların günleridir onlar!.” Doğanın sunduğu bütün her şeyde yarınların hasreti oluyor. Gelecek yılların ne getireceği bilinmediği için de,duygusu ayrı kalıyor devamlı.
Gizemli de olsa,bilinmeyen de olsa "gelecek" devamlı beklentilerin en anlamlısını oluşturur. Şiirlerimize yazdığımız geçmişin anılarını gelecekteki yazılarımızda ümitlere taşımasını bilmeliyiz. Yarının kendisi bir ümittir!. Onu beklemek bile ayrı ve başka bir duygu verir insana. Bu,özlemleri beklemekten daha farklı bir şey. Tam olarak,DOĞAL BİR DUYGUDUR.
Yeni yılın gelmesine çok az kaldı. Nerdeyse saatler kaldı. Geçmekte olan bu sene,bizde hiçte iyi bir izlenim bırakmadı. Bu yıl iyi değildi. İyi geçmedi!. Hatıraları da pek iyi olmayacak. Anılarda onu yazmasakta olur.. EN İYİ DİLEKLERİMİZİ SUNARIZ!.