En iyi dileklerimizi sunarız.. İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle,bu günkü yazımıza başlıyoruz. HASRETLER KAÇA AYRILIR?. Aslında bu sorunun cevabı kelimenin kendi içinde vardır.. Ne kadar ve kaça ayırmaya çalışsakta sonuç pek değişmeyecek. Özlemlerin ve beklentilerin hepsi onun içindedir. Onunla ayrılırlar,onunla bütünleşirler. İlk ve son hasret gibi!.

HASRET EDE EDE YAŞARIZ!. Hayatımızın içinde,çevresinde,gönlünde hep o var. O hiçbir yerde,hiçbir zamanda bizi yalnız bırakmaz.. Bir çok çeşidi var demiştik. Örneğin: kavuşma hasreti,gurbet hasreti,sıla hasreti,vatan hasreti,gitme-gelme hasreti,bekleme hasreti,ayrılık hasreti,yarınların hasreti ve GÖNÜL HASRETİ.. İnsanın yaşamının bir yerinde o mutlaka yer alıyor. Şu ya da bu şekilde!.

"İki ayrı hasret" derken bunu şöyle özetmek mümkün. “Duygusal hasret ve hayat hasreti..” Hangisi daha ağır basar,diye bir soru ile karşılaştığımızda,cevabının farklı olduğu ortaya çıkar. Duygusal hasret;her ne kadar şahsi olsa da yaşamın içinde önemli bir yer tutar. Duyguların kavuşmaya,sevgiye dönüşmesi hasreti; ne güzel!.

İçinde sevgi olan hemen her şey daima güzeldir,daima anlamlıdır.

“Hayat hasreti” ise bütün insanlığı yakından ilgilendiren genel bir yaşam duygusudur. Bu konunun içinde,yaşamın sorunlarını çözme,başarılı olma,takdir görme,yaratıcı olma ve topluma faydalı olma gibi değerler vardır. Ne olursa olsun,adını ne koyarsak koyalım,”hasret” vazgeçilmez bir unsurdur. O bizden vazgeçmiyor,biz de ondan!. Bir bütün olmuş gibiyiz. Şiirler ve şarkılar bunu çok güzel anlatır!.

Hayattan hiçbir koşulda vazgeçilmeyeceğine göre,hasretten de vazgeçilmez. Hasret ve hayat iç içe!. İster duygusal olsun,ister hayat hasreti olsun,temellerinde çok değerli,çok anlamlı değerlerin olduğunu belirtmeliyiz. Bunlar ömür boyu sürer gider.. Hasreti hasret yapan içindeki ümittir..  SEVGİ VE SAYGILARIMIZLA!.