Doğanın içinden başlar bütün her şey. Güzellikler de!. Onun sunduğu bütün ayrıntılarda mutlaka güzel yönler de vardır. O,bunu bütün evrene sunmaya devam ediyor. Tabiatın devamlı canlı varlıklara huzuru ve mutluluğu getirdiğini her zaman yazmaktayız. Onunla daha bir güzel oluyor bütün yaşamlar. Onun huzuru başka!. Mutluluğu ise,bam-başkadır!.
“Doğadan güzeli yok!” onun yanına bu özellikte kimse yaklaşamaz. Ancak,onun gibi olunmak istenir. Onun doğal hali,bütün güzelliklerin kaynağı durumundadır. Tabiatın her durumu en güzel tabloyu andırıyor. Zaten tablolar da ondan çıkıyor. Çizilen bütün güzel tablolar ona aittir. Gündüzü güzel. Akşamı güzel. Gecesi güzel. Her saatti de güzel..
“Doğanın benzeri yok!.” Ona benzemek ister bütün güzellikler. Onun gibi olmak ister,resimler. Çiçekler bile!. Kaldı ki,çiçekler de hayat veren odur. Bütün ağaçlara,bütün dallara,bütün yapraklara da.. Gökyüzüne renk veren de odur. Yeryüzünü canlandıran da o.. Doğa,güzel olduğu kadar bir o kadar da gizemli. Gizemli ve güzel..
“Doğanın başkası yok!.” Bir başka tabiat yok. Onun yerini alacak,onun yerine ikame olacak başka hiçbir şey yok. O,eşsizdir!. Onun yaşamdaki yerine başka bir şey koymak mümkün değil. Onunla hüzünleriz. Onunla seviniriz. Onunla üzülürüz. Onunla coşarız. Onunla yazarız. Onunla okuruz. Onunla hatırlarız. Onunla unuturuz.Onunla da severiz!.
“Doğa yaşamdır” bütün hayatlar onunla geçiyor. Geçmiş hayatlar da. Gelecek hayatlar da onunla geçecek. Doğa ile,doğal olarak yaşamak ne güzel!. Ne güzel onunla sevdalanmak!. Doğanın dostluğu bam-başka!. BÜTÜN GÜZELLİKLER SİZLERİN OLSUN!.