Hileyle, haramla yoktu işimiz
N'oldu bize böyle, aldatan olduk
Güven veriyordu, yaren, eşimiz
Sözümüz senetti, kul satan olduk
Bulduğumuz şeye şaibe kattık
"İmbikten süzmedir" diyerek sattık
Eyledik yalanı, ekmeğe katık
Eşkıya misali yol tutan olduk
"Anzer" deyip aldık arısız balı
Bilime eş tuttuk asılsız falı
Kaç renge boyadık, hileli malı
Erdemli yaşamı unutan olduk
Söz kıymetten düştü, diller eğrildi
Ar, namus terkeden kullar eğrildi
İstikamet şaştı, yollar eğrildi
Yeşertici değil, kurutan olduk
*
Sevgili okurlarım,
Geçenlerde bir makalemde, ayıplı şeyleri olağan saymayı huy edinip "ben yaptım oldu" diyebilecek derecede ruhsuzlaşanlara vicdanı, hukuku ve ahlakı işaret ederek demiştim ki; ne günlere geldik..! Hale bakar mısınız:
"Peynirlerde süt yok... Sucuklarda et yok...Pekmezlerde üzüm yok...Balların semtine bal arısı uğramamış !!?? Haliyle, bütün bunları insanlara reva görüp" kalite ürün" diye satanlardan ise vicdan yok, edep yok, şeref yok, ahlak yok, Vesselam, Allah'tan korkma, kuldan utanma yok."
Vah ki, vah..!!
*
Bir de ne göreyim";
"ayıplı ürünler" bunlarla da sınırlı değilmiş..!!
* Zeytin ağacından habersiz, ama kutusunda "kaliteli ve garantili" yazılı olup, sipariş edilen zeytinyağları da var mış..!!??
* Süt veren inekten, mandadan, koyundan ve keçiden sağılmamış ama "100/ 100 organik ve katkısız" yazılı kutularla satılan sütler de varmış..!!
*.. Ve dahası, kahve üreten ülkelerden, Brezilya'ya, Vietnam'a, Kolombiya'ya, Endonezya'ya ve Etiyopya'ya uğramamış, Çorum'dan yetişme, nohuttan olma, tavada kavrulma, kahve değirmeninde öğütülme ve paketine "garantili, katkısız ve kaliteli" yazılı kahveler de varmış..!!??
Anlayacağınız, dışı alaylı, içi vayvaylı daha nice alengirli ürünler..!!??
*
Sevgili Fatih Çekirge üstadın deyimiyle;
Tamamen organik.!? Ama yüzde yüz sahte..!!
Bu kanaldan devam edecek olursak;
Aydın'da zeytinyağı fabrikası olan ensesi kalın bir patronla, bir muhabir meslektaşımızın makam odasında yaptığı röportajdan bazı alıntılar yapacağım...
Muhabir kardeşimizin sorularına bahse konu zeytinyağı fabrikasının patronu öylesine özgüvenle cevap veriyor ki,
Oturuşundan emin, sözlerinden emin görüntü veren bu kişiyi, sattığı kaliteli ve katkısız sızma zeytinyağı üretip satarak dünya şampiyonu olmuş sanırsınız..!!
Muhabir sormaya başlıyor:
"Beyefendi, tüketicinin sizin zeytin markanızı tercih etmesi için hangi somut ayrıcalığınızdan söz edebilirsiniz ?".
Cevabı aynen şöylr:
"Fabrika maddiyattan önce kaliteye önem veriyoruz. Yani kalitede öncüyüz."
Muhabir, patronun soruya verdiği cevabı daha da açmasını talep edierek:
"Kalite derken, neyi kastetmektesiniz?" diyor.
Aydın'daki zeytinyağı fabrikasının bu patronu kasıla kasıla:
"Bizim ürünlerimiz, tamamen organik doğal üründür... Cenab-ı Allah’ın verdiği doğallığa hiçbir katkı maddesi olmadan. özenle paketlenip doğrudan tüketiciyle buluşturuyoruz..." şeklinde cevaplıyor...
Sevgili okurlarım,
Ne garip ki, yapılan bu röportajdan 2 ay sonra Tarım ve Orman Bakanlığı “Sağlığı tehlikeye düşürecek ürünler listesi” ni yayınlıyor... Merakla incelediğimizde bu fabrikanın ürettiği zeytinin markası ayıplı ürün listesinde yer alıyor..!!
Sevgili okurlarım,
Aydın’daki bu fabrika sahibinin muhabirler yaptığı röportajda “Ürünlerimiz tamamen organik. Hiçbir katkı maddesi yoktur." şeklindeki net ve pervasız konuşması unutulur gibi değil..!!
Bu "pişkin" adam adeta gözümüzün içine bakarak bize yalan söylemiş..!!
Tekrar edecek olursak, Bakanlığın yayınladığı listede o marka ile ilgili şu ifade yer alıyor:
"Gök... bitkisel sıvı yağ...Gıdada kullanıma izin verilmeyen boya tespiti...”
Yani bu "pişkin" Bey,efendi “Ürünümüzde katkı maddesi yoktur” dediği bitkisel yağa resmen boya katılmış..!!??
Şimdi merakımıza mucip olan şey:
Cezayı ödeyip devam mı edecek?
Yoksa “kendisini ve kurumunu halen savunmaya kalkışacak mı..??!!
Böylesi tespitlerde iki yolun izlendiği söyleniyor:
İlki cezaları ödenip sahtekârlığa devam edenler...
İkincisi ise, ders çıkartıp tövbe edenler...
Aslına bakarsanız, bu ayıplı ürün listeleri, ülkede olagelen rezaletin yalnızca bir birisi...!!
Netice olarak ifade etmek gerekirse;
Taklit edilenlerin, katkı maddesi kullanılanların, yani yapılan sahtekârlıkların büyük bölümünde ortak bir söz var;
Hemen hemen ayıplı ürünlerin hepsinde “doğal ve organik” ifadesi var.
Hatırlarsanız, pandemiyle birlikte olayın başka boyutları da ortaya çıkmıştı.
Kargoyla sipariş.
“Kargo bedava” anonsları.
Yükselen hayat pahalılığı ile birlikte “ucuza yönelme” eğilimi de bu sahtekârların iştahını kabartıyor.
Bizim çok ciddi bir “ahlak” sorunumuz var.
Enflasyon bu ahlaksızlığı iyice körüklüyor.
İnsanın yiyeceğine kimyasal karıştıranların gözümüzün içine baka baka yalan söylemesini başka nasıl anlatacağız...
“Beyaz et sağlıklı et” diye reklam yapıp yanlarından geçen dereyi atıklarıyla zehirleyenlerin bu tavrını başka nasıl izah edebiliriz ki..!!??
Netice olarak, insan sağlığını tehdit eden sahtekarlıkları denetlelemekte olduğunu öğrendipimiz Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu “ifşa sistemi”ni ben de her duyarlı vatandaş gibi destekleyerek takip edeceğim. NOKTA..!!