Ehlinin elinde, olmayınca din
Din olmaktan çıkar (?!) dili kirletir
Tuzağa dönüşür, karanlık, derin
Meçhule götürür, yolu kirletir
Kul, kendini aldatanı bilmezse
Gözlerinin perdesini (?!) silmezse
Din mürşit eliyle öğretilmezse
Yanlışa götürür, (?!) kulu kirletir
Görüyorsa eğer, yumma gözünü
Doğru biliyorsan, söyle sözünü
Arılarla gezin, çiçek özünü
Sinekler, konduğu balı kirletir
*
Sevgili okurlarım,
Türkiye'nin kurtarıcı ve kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülke yararına öncelikli hizmetler sıralamasında, ekonomi, eğitim, hukuk gibi faaliyetlerinin yanı sıra "din" hizmetlerine de aynı hassasiyetle önem vererek, sınırsız öngörüsüyle, bilhassa inanç istismarına mani olmak için tekke ve zaviyeleri kapatarak, Anayasal zeminde Diyanet işleri Başkanlığının kurulmasını sağlamıştır.
Cumhuriyet yönetimi tarafından laiklik ilkesine aykırı ve gericiliğin kaynağını oluşturması muhtemel bu yerlerin faaliyetlerine 677 sayılı kanunla son verilerek, 3 Mart 1924'de,
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ya da kısa adıyla Diyanet, Şeriyye ve Evkaf Vekaleti 'nin yerine kurularak, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurum faaliyetlerine başlamıştır.
*
Sevgili okurlarım,
Günümüzde dinin siyasallaşmasına kapı aralanınca, mantar gibi çoğalan "cemaat, tarikat, kuran kurslarının merdiven altı faaliyetleri neticesinde, inanç istismarlarının
bu ülkeye ve bu topluma ne sapkınlıkları yaşattığını hayretle ve ibretle gördük..!!
* İnanç adı altında, topluma dayatılan sapkınlıklara..!!
* Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk'ün ifadesiyle, "ALLAH'LA ALDATARAK" haksız servet edinmelere..!!
* "Kuran Kursu adı altında, oluşturulan merdiven altı izbe yerlerde, ziyadesiyle çocuk istismarlarına..!!
* Ve"Şeyh, Hoca, cemaat lideri, imam, molla"
gibi unvanlarla Kuran ve İslam dışı safsataları din diye dayattıklarını hergün yaşamaktayız..!!
Sevgili okurlarım,
2025 Türkiye'sinde halen 60'ar öğrencili sınıflarda ders yapılırken, cami sayısını artırma yarışının sürdürülmesi, anlaşılır gibi değil..!!
Günümüz Türkiye'sinde ne yazık ki anlayış bu..!!
Ülkemizde toplam cami sayısı, devlet okulu sayısını 28 bin 568 kadar aştı. Toplam cami sayısı 89 bin 302’ye ulaşırken devlet okulu sayısı ise 60 bin 734’te kaldı.
* Okula değil camiye yatırım yapılmasının makul izahı olabili mi?!
Türkiye'deki toplam cami sayısı, devlet okulu sayısını 28 bin 568 kadar aştı. İhtiyaca bakılmaksızın hemen her mahalleye birden fazla inşa edilen camiler ile Türkiye'deki toplam cami sayısı 89 bin 302’ye ulaşırken ikili eğitim ve kalabalık sınıflar sorununa karşın devlet okulu sayısı ise 60 bin 734’te kaldı..!!?? Toplumun takdirlerine arz olunur...
*
Bir sonraki bölümde;
Siyasallaştırılmış (?!) Diyanet'in yarattığı boşluktan (?!) istifade sayısı her geçen gün artan "Cemaat, yurt, kurs" gibi kuruluşlarda, sıkça tekrar eden "çocuk istismarlarına" yer verilecektir..!!
DEVAM EDECEK..