Sevgili okurlarım,
Görmüş veya mutlaka duymuşsunuzdur...
Aşıklar, atışmaya başlamadan önce, huzurdaki dostlardan birinin vereceği "AYAĞA" uyarlayarak saza, söze başlarlar. Karşılıklı, dörtlükler söylenir. Atışan aşıklar neticede atışmayı sevgide, saygıda, iyide ve doğruda buluşturarak tatlıya bağlarlar...
Hayyam üstat, her ne kadar 11.YY'da yaşamış olsa da, karşımdaymış gibi var sayarak, bugün ben de özümde yeri ayrı olan Ömer Hayyam'ın "CENNET, CEHENNEM" şiirini tekraren okurken, "Hayyam Üstadım; adeta bana" BURDA, ŞURDA, ORDA CENNET ARAMA" ayağını verdiğini hissedip, şiirin özüne uygun şekilde, 'CENNET, CEHENNEM' pazarlayan din tacirlerine 'gönderme dörtlükler' vücuda getirmek istedim.
.. Ve neticede aşağıdaki dizeler oluşuverdi.
Sevgili okurlarım,
Ama önce HAYYAM'ın şiirini ve üstatla ilgili kısa biyografik bilgiler sunmak istiyorum...
*
CENNET CEHENNEM
Bakıyorum da sürekli cenneti arıyorsun
Tekkede, Manastırda, Camide, Kilisede
Tek korkunuz cehenneme gitmek
Korkma dürüst ol
Ekme bu tohumu yüreğine
Yeme kul hakkı
Kimsenin kuyusunu kazma
Varsa sana yetecek kadar yiyeceğin
Bir de başını sokacak evin
İnsanoğluna kulluk etmiyorsan
Eilmiyorsan iki büklüm karşısında
Sevin be kardeşim
Zaten cennettesin
ÖMER HAYYAM:
*
Sevgili okurlarım,
Bilgin Şair,
ÖMER HAYYAM:
Asıl ismi "Gıyaseddin Ebu'l-Feth Ömer ibni İbrahim Nişaburi" dir.
(18 Mayıs 1048 – 4 Aralık 1131)'de yaşamış olan ve yaygın bilinen ismiyle Ömer Hayyam, aynı zamanda Fars polimat, matematikçi, astronom, tarihçi, filozof ve şairdir. Selçuklu İmparatorluğu'nun ilk başkenti Nişabur'da doğdu. Birinci Haçlı Seferi sırasında Selçuklu hanedanı yönetimiyle çağdaş olan bilgin ve şairdir.
*
BURDA, ŞURDA, ORDA CENNET ARAMA..!?
Orda, burda, ŞURDA" arama cennet
Cehennem de sende, cennet de sende
Dışarda arama, anahtar, senet
Cehennem de sende, cennet de sende
İstemezsen cehennemi boylamak
Telaşa gerek yok, yaptığına (?!) bak
Dürüst ol, hak yeme, haramı bırak
Cehennem de sende, cennet de sende
Kilise, manastır, cem, cami, tekke
Cenneti uzatmaz (!) Kudüs ve Mekke
Bekleme, göklerden inen melekte
Cehennem de sende, cennet de sende
Kulluk etmemişsen, bir başka kula
Sapmamışsan eğer, münafık yola
Zulüm etmemişsen, yetime, dula
Cehennem de sende, cennet de sende
Varsa helal aşın, huzurlu evin
Şüphe duymuyorsan haline sevin
Yaptığın ne varsa, ecele değin
Cehennem de sende, cennet de sende
Eminsen kendinden, bir ömür boyu
Başını yastığa, rahat koy, uyu
Hakka yönelmişse, sende beş duyu
Cehennem de sende, cennet de sende
Bu dünyanın zebanisi (!?) değilsen
Söylemin ve eyleminden eminsen
Kalbi duygularla Hakk'a meyilsen
Cehennem de sende, cennet de sende
Hayırla anılmaz (?!) inciten, kıran
Müzmin (!!) günahkara neylesin Kur'an
Bir yere gitmeyen, yerinde duran
Cehennem de sende, cennet de sende
"Hak, hukuk bilmezlik" sanma revaçta
Sen seni sorgula, yoksul da, açda
Arama umrede, arama Hac'da
Cehennem de sende, cennet de sende
"Bal tadı" dedikçe, yenen harama
Boşa sorma, imam papa, hahama
"Şüpheli (?!) zikirle" cennet arama
Cehennem de sende, cennet de sende