ATATÜRK'ÜN DİN VE MİLLİ AHLAK DURUŞU VE SELFİE MÜSLÜMANLIĞI - Hatay Gazetesi

ATATÜRK'ÜN DİN VE MİLLİ AHLAK DURUŞU VE SELFİE MÜSLÜMANLIĞI

  • Yazar :ALİ DAL
  • Eklenme Tarihi :08.12.2024 11:21

Karanlık bakışlı (!?) yarasa kuldan

Fikir sorma, ahlak sorma, din sorma

Zinhar habersizdir (!!) gittiği yoldan

Rehber sorma, irfan sorma, yön sorma

 

Vazgeç karanlıktan, gel beri desen

Gündüzü, güneş uzatıp versen

Yanılıp da, eğer yakın gidersen

Harfi tanımaza ilim, Çin sorma

 

"Allah'la aldatan" düşünmez kulu

İstismar ederek dener her yolu

Meyve verir sanma, kapkara çalı

Nankör gelip gidenlere nan sorma

 

Din alıp, satanla zikretme Allah 

Pişmanlık duyarak, edersin ah, vah

Aldatırken giyer kırk çeşit külah

O sebepten (?!) canan sorma, can sorma

*

Sevgili okurlarım, 

"Her şeye rağmen yaşam güzeldir" deriz ya, hah işte, bu cümleyi kurmaktan zorlanır dönemi yaşıyoruz..!! 

Zira, nefsin zaafa düşmesinden, kişilik kirlenmesinden, "Allah-kul" bağıntısının münafıklığa, iki yüzlülüğe feda edilişinden olacaktır ki, değerler manzumesinden söz edemez olduk..!!?? 

Eyvah ki eyvah..!! 

*

Sevgili okurlarım, 

Anlayacağınız, "ATATÜRK'ÜN, DİN VE MİLLİ AHLAK DURUŞU VE "SELFİE MÜSLÜMANLIĞI" tabiri, tesafi olmamıştır... 

BU anlayıştan hareketle, "Zihnen, kalben ve sıtken" gözden geçireceğinizi, sorgulayarak mutlaka dostlarla paylaşacağınızı umuyorum...

*

İstismarda sınır tanımayanların her fırsatta yeltenecekleri "din ve ahlak" kavramına dikkat çekerek insanları ve toplumu bir asır önceden uyaran Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor:

: “Allah birdir ve büyüktür.  O’na daima inanmak lazımdır. Allah’ın emri çok çalışmaktır. İtiraf ederim ki düşmanlarımız daha çok çalışıyorlar. Biz onlardan daha da çok çalışmaya mecburuz. Din vardır ve lazımdır. Gerçeğin kendisine nasıl inanıyorsam Dinime öyle inanıyorum. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Türk Milleti, bütün sadeliği ile daha dindar olmalıdır, demek istiyorum. İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir.”

Din hususunda yanlışa sapılmaması, doğru  öğretilmesi, doğru yaşatılması ve devlet rehberliğinde yürütülmesi amacıyla 03 Mart 1924 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bizatihi teşekkül  ettiren ve ilk Diyanet İşleri Başkanı olarak, Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat Börekçi'yi atayan Mustafa Kemal Atatürk, ‘MİLLİ AHLAK’

 konusunu şöyle özetliyor:  

“Ahlak kutsaldır; çünkü aynı değerde eşi yoktur ve başka hiçbir çeşit değerle ölçülemez. Bir milletin ahlaki değeri, o milletin yükselmesini sağlar. Bir millet zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür. Milli ahlakımız uygar esaslarla ve özgür fikirlerle beslenmeli ve sağlamlaştırılmalıdır. Hiçbir millet yoktur ki, ahlak esaslarına dayanmadan ilerlesin. Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da, Hz. Peygamber de insanların, milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor. Milli ve manevi değerlerimiz bizleri birbirimize bağlar. O sebepledir ki, Fikirlerle geliştirilmeli ve takviye olunmalıdır. Bu çok mü­himdir; bilhassa nazarı dikkatinizi çekerim. Tehdit esasına dayalı oluşan ahlak ve fazilet itimada değer değildir. Taassup cehalete dayanır. Dolayısıyla taassubu olan cahildir.

 Milletin toplumsal düzen ve huzuru bugün ve gelecekte refahı, mutluluğu güvenliği ve dokunulmazlığı uygarlıkta ilerlemesi, yükselmesi milli ahlakla mümkündür. Bu sebepledir ki, milli ahlak, insanlardan her hususta ilgi gayret nefsin özverisini ve gerektiğinde seve seve nefsinin fedasını ister. Mükemmel bir millette millî ahlâk gerekleri o millet bireyleri tarafından âdeta düşünülmeksizin vicdanî hissî bir güdü ile yapılır. En büyük millî duygu millî heyecan işte budur. Millet analarının, millet babalarının, millet öğretmenlerinin ve millet büyüklerinin evde okulda orduda fabrikada her yerde ve her işte çocuklarına verecekleri millî eğitimin amacı bu yüksek millî duyguyu sağlamlaştırmak olmalıdır.

Millî ahlâkımız uygar esaslarla ve özgür fikirlerle beslenmeli ve sağlamlaştırılmalıdır. Bu çok önemlidir; özellikle dikkatinizi çekerim. Korkutma esasına dayanan ahlâk erdeme dayalı olmadığı için güvene de lâyık değildir."

*

Sevgili okurlarım,

Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, dinde ve ahlakta istismara bir asır önceden, dikkat çekmiş olması, devlet adamlığını, lider dehasını, din ve ahlak konusundaki hassasiyetini ve cihan şümul lider olduğunu pek ala göstermektedir.

Şükranla, saygıyla büyük bir hayranlıkla andığımız ve her geçen gün daha da özlemle andığımız Aziz Atamızın parmak bastığı hususları tekraren vurgulamaya ve bilhassa da "Allah'la aldatmak"tan hicap etmeyen. "selfici din bezirganlarına" yönelik bir kere daha dikkat çekmek istedim.... 

Akla, ilme, vicdana ve ahlaka dayalı dinimizi kör ve ıslah olmaz nefisleri için, "Sözde takva görüntüsüyle" perdeleyen din istismarcılarının bu davranışlarını tanımlamak üzere, Türkçesi "Özçekim", yani "Kişinin kendi fotoğrafını çekmesi" demek olan  "SELFİE" sözcüğünü kullanmış oldum....

 

Sevgili okurlarım, 

İbadeti Allah yolunda yapmak yerine kör nefislerini tatmin için "Allah'la aldatanlar" daha başka nasıl anlatılabilir ki ??!!

Benim zinhar kabullenemediğim ve kahrolduğum şey, inancımız İslam'ı ve kutsalımız Kur'an-ı Kerim Azim Şanı istismar ederek."Allah'la aldatanlara" bireysel ve toplumsal tepkinin yetersiz kalışıdır..!! 

 

Bilhassa bilinmeli ve unutulmamalıdır ki, 

insanları aldatmaya, önyargıya sokmaya, diğer bir ifade ile riyakârlığa alet etmemek, olabildiğince sakınmak gibi bir  mesuliyet vardır..!! 

En'am-163. ayetle, aldatmanın aynı zamanda büyük günahlardan sayıldığı ve Allah'a şirk koşmak olduğunun belirtilmiş olması unutulmamalıdır..!

Allah rızası gözetilerek ibadetlerin yerine getirilmemesi ve başkalarını aldatma aracı olarak kullanmak, Allah'a şirk koşmak olduğu unutulmamalıdır..!! (En'am 162-163)

*

Sevgili okurlarım, 

Görülüyor ki, 

"Milletin toplumsal düzeni ve huzuru, bugün ve gelecekteki refahı, mutluluğu güvenliğinin temini, toplumun uygarlıkta ilerlemesi, yükselmesi ancak ve ancak milli ahlakla mümkündür." vurgusu yaparken, İlmin ve aklın esas alınmasına işaret eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "DİN VE MİLLİ AHLAK DURUŞU"nu unutmamak gerektiği bilinmelidir..!! 

Sermayeleri din olan "SELFİE MÜSLÜMANLARI"nın münafık görüntülerine  itibar edenler, doğrusu, yaşamın kalan güzelliğini de yok etme yolundadır lar..!!

Görünen odur ki, 

Muasır medeniyetler seviyesini işaret eden  Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün , "DİN VE MİLLİ AHLAK DURUŞU"nu özümsemeyip, cemaat diye nitelenen ve ortaçağ girdabına kapılmış merdiven altı güruhun peşine takılmak aklı inkardan başka şey değildir..!! 

Sapkınlıkları tescillenmiş olan bu güruhun cennet ve huri vaat edenlerin insanlara ve topluma verebilecekler zararı asır öncesi öngören Atatürk'ün, "tekke zaviye ve türbelerin kapatılmasına" karar vermiş ve uygulamış olması O'nun dahiyane bakışını ve öngörüsünü bir kere daha ortaya koymaktadır. Bu hususu, günümüz liderlerine bir kere daha hatırlatmış olalım..!! Ruhu şad olsun aziz Atamızın...

*