Yağmurlu havalarda dışarıda negatif iyonlar çok fazla olduğu için depresif ve durgun bir hale bürünüyoruz. Güneşli havalarda ise havadaki pozitif iyonlar insanlara neşe ve heyecan veriyor. Ruh halindeki bu hızlı değişiklikler doğru karar vermeyi engelleyeceği için havaların dengesiz seyrettiği Mart ayında ve Nisan ayının ilk günlerinde evlilik, ayrılık ve iş değişikliği gibi önemli kararları vermemek gerekiyor. Bu kararları özellikle kıştan bahara geçiş döneminde almamak gelecekte pişman olmamak adına büyük önem taşıyor. Havalar dinginleştiğinde, yani yazın yaklaştığı ve termometrenin hep 24-25 derecelerde, sakin olduğu havalarda bu kararları almakta bir sakınca yok.
Beyindeki ısı merkezi zorlanıyor
Vücudumuzun normal ısısı 37.5 derecedir. Vücudumuzun içindeki biyokimyasal reaksiyonlar metabolizma hızı, bütün enzimatik reaksiyonlar bu optimal ısıda gerçekleşir. Beynimizin ortasında 'hipotalamus' denilen merkezde, vücut ısısını ayarlayan termoregülatör vardır. Bir nevi termostat gibi düşünebiliriz. Dışarıdaki ısı ne olursa olsun, vücut ısısını ayarlayan merkez, dışarıdaki ısıyı bir termostat gibi algılayarak vücut ısınızı artırıp ve azaltarak optimal düzey olan 37.5 derecede tutmaya çalışır.
Termoregülatör merkezi, beynimizi akciğerlerimizi ve böbreklerimizi kullanarak bu ısı dengesini sağlıyor. Dışarıdaki ısı çok fazlaysa bu merkez öncelikle böbreklere, deriye sonra akciğerlere uyarılar gönderir. Deri, dışarıdaki ısı çok sıcak ise ateş yükselmesin diye terler. Terleyerek vücut ısısını dengede tutar. Böbrekler fazla idrar yapmayarak vücutta su tutar; akciğerler de bu suyu solunumla buhar yapıp dışarıya atar. Bu şekilde vücut ısısı dengede kalır. Soğuk havalarda ise vücut ısısını dengelemek için termoregülatör merkezi enerjiye ihtiyaç duyar. Gıdalardan aldığı enerjiyle ısıyı korumaya çalışır. Ancak dış ısı bu şekilde hızlı değişkenlik gösterip 7 - 10 derecelik ani sıcaklık düşüşleri ve yükselişleri yaşandığında, beynimizdeki termoregülatör merkezi zorlanır. Vücudumuzun adaptasyon mekanizmasında bozukluk meydana gelir. Bu bozukluk sonucunda da bağışıklık sisteminde çatlamalar oluşur. Bağışıklık sistemi zayıfladığında ise çok çabuk nezle, grip ve sinüzit olabiliyoruz.
Islak saçla dışarı çıkmak tehlikeli
Sıcaklıkların ani değişim gösterdiği havalarda ıslak saçla dışarı çıkılırsa, sinüzite yakalanma riski çok fazla olur. Özellikle camı açık şekilde araba kullanılırsa ya da vapurda soğuk esen rüzgarı bir taraftan alınırsa yüz felciyle de karşılaşılabilir. Vücut ısımızı dengede tutan merkez bu havalarda zorlandığı için enfeksiyonlar ve hastalıklar ortaya çıkabilir.
Vücut ısısını bu dönemlerde korumak için iyi beslenmek ve doğru giyinmek gerekir. Bahar yağmuru ne yapar ki demeyin, meteorolojiyi takip ederek giyinmekte fayda var. Lahana tipi giyinin, çantanızdan şemsiyenizi eksik etmeyin. Havalar henüz yağmurun vücudumuza erdiği zararı engelleyecek kadar sıcak değil. Bahar yağmurunda ıslanmak ve ardından rüzgar çarpmasına maruz kalmak, vücut ısısının düşmesine neden olur. Bağışıklık sistemi düşer ve enfeksiyona açık bir hale gelir. Nezle virüsleri de bu havaları sever. Kişinin vücut ısısı düşük, bağışıklık sistemi zayıf ve yeterli savunma mekanizması yoksa, solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit, bronşit, zatürre, kas ağrıları ve ishal gibi şikayetler sık yaşanır.