Multiple skleroz yani kısa adıya MS; bağışıklık ya da bedenimizin savunma sisteminin, sinir sistemini zedelemesi ve onu yabancı kabul ederek saldırması ile ortaya çıkıyor. Aşırı yorgunlukla kendini belli eden bu hastalık, daha çok 20 ila 40 yaşları arasında görülüyor. 29 Mayıs Dünya MS Günü dolayısıyla açıklama yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ertürk, MS hakkında merak edilenleri anlattı.
Multipl skleroz (MS) nedir?
Multipl skleroz ( MS) ; Santral Sinir Sisteminin (SSS) sıklıkla genç yetişkinlerde görülen bir hastalığıdır. Genellikle iyileşme ve kötüleşme atakları ile ömür boyu seyreden bir hastalıktır, ancak nadir olarak tek bir atakla kalan ya da her geçen gün hastanın durumunun kötüye gitmesine neden olan formları da bulunmaktadır.
Belirtileri nelerdir?
MS hastalarında, Santral Sinir Sistemi hasarı olması nedeni ile her çeşit nörolojik bulgu görülebilir. Ancak biz nöroloji uzmanları daha çok hastaları kol veya bacağında gelişen ve 24 saatten uzun süren güç kaybı, uyuşukluk atakları, görme bozukluğu atağı mesela görme alanı kaybı, çift görme şeklinde olabilir, denge kayıpları, konuşma bozukluğu atakları, idrar kaçırma veya yapamama atakları nedeni ile görürüz. Çoğu hasta tanı konmadan önce aşırı bir yorgunluktan bahsedebilir.
Halen Kesin MS tanısını koymayı sağlayacak bir klinik ve laboratuvar bulgusu bulunmuyor. Hastanın tüm hikayesi, nörolojik muayenesi, laboratuvar ve radyolojik tetkik bulguları birleştirilerek hastaya Klinik olarak kesin MS laboratuvar destekli kesin MS, klinik olarak olası MS veya laboratuvar destekli olası MS tanılarından birisi konup takibi yapılır. Yani aslında uluslararası sınıflamalara göre tek başına klinikle de MS tanısı konabilir ancak günümüzde hem MS’e benzeyen diğer hastalıkların dışlanması için hem de laboratuvar ve radyolojik destek almak için değişik tetkiklere başvuruyoruz.
Hangi tetkikler yapılıyor?
Bunların başında Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) geliyor. Klinik olarak kesin MS tanısı konabiliyor olsa bile hiçbir meslektaşımız MRG’i görmeden tanıyı koymaz. Çoğunlukla tek başına beyin MRG’si yeterli olmayıp boyun, sırt veya bel bölgesindeki omuriliği görmek için bu bölgelerin MRG’leri de gerekli olabiliyor. Ayrıca çekimlerin hem ilaçlı hem de ilaçsız yapılmasında fayda var. Ancak genel popülasyonda 40 yaş üstü insanlarda MRG’de atipik lezyonları olan, sigara içen, hipertansiyonu, hiperkolesterolemisi olan ya da migreni bulunan hastalarda tanıda dikkatli olunmalı. Sadece MRG’deki lezyonlara bakarak hastanın anamnezi (hastalığın hikayesi) alınmadan, nörolojik muayenesi yapılmadan yanlış yorumlar yapılabilir.
Diğer bir sık kullanılan yöntem Beyin Omurilik Suyu ( BOS) incelemesi yapılıyor. Bu tetkik çoğunlukla hastaların yaptırmaktan çekindikleri bir yöntem olmakla birlikte çok yol gösterici sonuçlar verebildiği için MS belirtileri olan hastalara mutlaka yapılması gerekiyor.
Diğer sık başvurduğumuz tetkik ise, görme sinirinin incelendiği Vizüel Uyarılmış Potansiyel( VEP) testi var. Görme sinirini inceleyen başka bir test olan Optik Koherans Tomografi de özellikle görme ile ilgili bulguları olan hastalarda sık başvurulan bir yöntem. Bu yöntemin görme sinirinin patolojik incelemesi kadar güvenilir bilgiler sunduğu biliniyor.
Tedavi yöntemi nedir?
MS’de atak tedavisi ve koruyucu tedavi olmak üzere iki değişik tedavi bulunmaktadır. Yeni başlayan, fonksiyonel kayıplara yol açan ve günlük yaşamını etkileyecek nörolojik bulguları bulunan ve bu bulguları 24 saatten uzun süren ya da mevcut nörolojik bulgularında gözle görülen artış olan bir hastayı atak döneminde kabul etmek gerekir. Bu dönemde verilen tedaviye de atak tedavisi deniyor. Genellikle 3-10 gün süren damardan verilen yüksek doz kortizon ile yapılıyor. Bazen çok ağır ataklarda Plazmaferez denen kan değişim programı da kullanılıyor. Bu tedavi boyunca mutlak istirahat, tuzdan ve şekerden fakir diyet önerilmeli.
Tekrarlayan atakları bulunan MS hastalarında ise atak sıklığını ve şiddetini azaltan ve yeni lezyon oluşumunu engelleyen ve bu sayede hastalığın seyrine olumlu katkıda bulunan tedaviler ise koruyucu tedaviler başlığı altında incelenir. Bu amaçla hem enjeksiyon şeklinde kullanılan hem de ağızdan hap şeklinde kullanılan birçok seçenek bulunmuyor.