Pek çok insan hızlı bir şekilde kilo vermek ister. Bu sebeple asılsız bilgilerle bilimsel geçerliliği olmayan popüler beslenme programlarını uygular. Bu hatalı beslenmenin sonucunda ise kişinin kalbi, karaciğeri, böbrekleri vs. hasar görebilir.
Organların işlevlerini yerine getirememesi metabolik hastalıkların başlamasına neden olur. İnsan vücudunda bulunan hidrojen iyonlarının ölçülmesiyle PH (hidrojen potansiyeli) değeri elde edilir.
0-7 PH değerine sahip maddeler asidik, 7-14 PH değerine sahip olan maddeler ise alkali olarak tanımlanır. Sağlıklı bir insan vücudunun PH değerinin 7,3-7,45 arasındadır. Yani alkaliye daha yakındır.
Bu PH değerinin asidik yönde ilerlemesi vücutta bakteriyel enfeksiyonlara; obeziteye, diyabete (şeker hastalığı), böbrek fonksiyon bozukluklarına, eklem iltihaplanmalarına ve onkolojiye (kanser) sebebiyet verebilir.
Vücudun sahip olduğu PH değeri beslenme ile doğru orantılıdır. Alkali beslenme idrarın PH değerini de etkiler. Asidik idrar ürik asit taşlarının oluşmasına sebep olur. Bu sebeple alkali beslenme oldukça önemlidir.
Alkali beslenmenin temeli diyetisyen desteği alarak et, süt, şeker, kafein, alkol ve işlenmiş gıdalar gibi besinlerin tüketimini sınırlandırmak meyve ve sebze tüketimini arttırarak PH değerini dengede tutmaktır.
ALKALİ BESLENMENİN FAYDALARI
Mg (magnezyum) seviyesini arttırarak vücut sistemlerinin çalışmasında ve kilo kontrolünde etkilidir.
İnsülin direncinin düşmesinde ve diyabetin (şeker hastalığı) önlenmesinde etkilidir.
Na (sodyum) seviyesinin dengede tutulmasında ve buna bağlı olarak kalp damar hastalıklarının önlenmesinde etkilidir.
Böbrek fonksiyonlarını çalışmasında ve böbreğin işlevini yerine getirebilmesinde etkilidir.
Antioksidan alımını arttırdığı için onkolojinin (kanser hastalığı) önlenmesinde etkilidir.
İdrarın asitliğini azaltarak ürik asit taslarının oluşumunu önler.
Çocuklarda asidoz oluşumunu önleyerek büyüme hormonunun salgılanmasında katkı sağlar.
ALKALİ BESLENMENİN ZARARLARI
Alkali diyetin diyetisyen kontrolünden uzak ve uzun süre devam ettirilmesi durumunda kas kaybı, vücuda gerekli olan yağ asitlerinde (Omega-3 ) azalma, B12 (kobalamin) gibi vitamin eksiklikleri, demir (Fe) ve fosfor (P) gibi mineral eksiklikleri görülebilir.
DÜŞÜK ASİTLİ BESİNLER
Tavuk, hindi ve kuzu eti; yumurta sarısı; inek sütü ve yoğurdu; elma, muz ve portakal; buğday ve mısır; ceviz ve fındık…
ORTA ASİTLİ BESİNLER
Deniz ürünleri ve dana eti, çay ve kahve, ketçap ve mayonez, yulaf ve çavdar…
YÜKSEK ASİTLİ BESİNLER
Hazır meyve suları, dondurmalar, margarinler, reçeller, şekerlemeler…
DÜŞÜK ALKALİ BESİNLER
Pirinç ve soya sütü; manda yoğurdu; hamsi, sardalya ve ton balığı; çilek, kayısı ve karpuz…
ORTA ALKALİ BESİNLER
Koyun ve keçi sütü, lor peyniri ve tofu, siyah erik ve olgunlaşmamış muz…
YÜKSEK ASİTLİ BESİNLER
Badem ve hindistan cevizi, greyfurt avokado ve limon…