Hatay'ın Samandağ ilçesinde doğayı olduğu kadar halk sağlığını tehdit eden beton santrallerinin faaliyetlerinin durdurulması için mücade eden aktivistlerden Mevlüd Oruç ve Ferit Diker, tehdit edildiklerini ve yetkililerin de konuya seyirci kaldıklarını savundu. Oruç ve Diker ayrıca, "Tüm bu tehditler sonucunda, yasadışı beton santraline yasal ve meşru yollarla karşı gelen mahallelinin başına gelecek olumsuz her durumdan Hatay Valisi, Hatay il emniyet müdürlüğü, Samandağ ilçe emniyet müdürlüğü ve açıkça tehditte bulunan beton santrali şirketi ortakları sorumludur” dediler.
Akdeniz Kültür ve Dayanışma DerneğindeEmek ve Demokrasi güçlerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda Oruç ve Diker, 6 Şubat ve sonrasında yaşanan depremleri fırsata çeviren iktidar ve iktidarın kolladığı şirketlerin toplum sağlığına ve doğa tahribatına yol açan kirletici tesislerini, işletmelerini deprem bölgesinin ve Hatay’ın her tarafında olduğu gibi Samandağ İlçesinde de kurduklarını belirttiler.
BETON SANTRALİ SUÇLAR SİNSİLESİ İLE KURULDU
Atatürk Mahallesi'ndeki Gürkal İnşaata ait beton santralinin kanun ve mevzuatta aykırı faaliyette bulunduğuna işaret edilen açıklamada, "Beton santrali betondan daha çok toplum sağlığını ve doğayı kirleten 'Hastalık ve Kanser Santraline dönüşmüştür'. Üç mahallenin ortak sınırında, okula yakın, çevre yoluna yakın, sulak alanda, tarım alanında, parka, yeşil alana ve yola tecavüz ederek, on binlerce vatandaşın sağlığını ve doğayı zehirleyecek mevkiide, toplumun ciğerlerinde ve doğanın kalbinde kurulan beton santrali suçlar silsilesiyle kuruldu ve suçlar silsilesiyle hala faaliyetini sürdürüyor" denildi.
TEHDİT VE HAKARET EDİYORLAR
Ekolojistlerin Gürkal beton santralinin ortakları veya kiralık adamları tarafından telefonla tehdit edilip, hakarete maruz kaldıklarını da belirten Oruç ve Diker, "Tanımadığımız kişiler; iş yerlerimize, mahallemize, sokağımıza ve evlerimize kadar gelip Beton Santraline karşı geldiğimiz için tehdit ediliyoruz. Kirletici Beton Santraline karşı basın açıklamalarına, toplantılara, etkinliklere katılan onlarca kişinin işyerlerine, mahallelerine, sokaklarına, evlerine gidilerek tehdit edildi" ifadelerine yer verdiler.
YAŞAM ALANLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM
Doğa savunucularına verilecek zararların ve çıkacak olumsuz sonuçların sorumlularının failleri izlemekle yetinen ve devlet yetkisini kirletici tesislerin lehine kullananlar olacağına da değinen Oruç ve Diker, "Kirletici tesisin ortakları ve kullanışlı maşaları, silahsız ve savunmasız doğa savunucularını tehdit ediyor. Yetkililer seyrediyor" diyerek, yaşam ve varlık kaynağı olan ülkemizin toprağına, suyuna, havasına, ormanına, derelerine, göllerine, denizine, dağına geçim ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya davet etti.