TMMOB Şehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi Serkan Koç, deprem kuşağında yer alan Türkiye’de depreme dayanıklı kentlerin oluşturulabilmesi için birçok kurum ve kuruluşca çalışmaların koordineli yürütülmesi gerektiğini bildirildi.
Türkiye’nin depremlerle yazılmış bir acı tarihi olduğunu belirten Koç, “Yaşanan gelişmelere bu acıların yaşanmaya devam edeceğini bizlere göstermektedir. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde depreme dayanıklı kentlerin oluşturulabilmesi için birçok kurum ve kuruluşca çalışmaların koordineli yürütülmesi gerekmektedir. Afet yönetiminde yerleşim alanlarındaki risklerin bertaraf edilmesinde en önemli araç olan planlama disiplini bu anlamda en önemli meslek alanlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda Şehir Plancıları Odası olarak ilimizin yeniden inşa sürecince meslek alanımız açısından dikkat edilmesi gereken hususlara değinecek olursak.” dedi.
DİKKT EDLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Hatay’ın yeniden inşa sürecinde şehircilik ilkeleri açısından dikkat edilmesi gereken hususları paylaşan Koç, “ Hatay 6 Şubat Depremlerinde kent ölçeğinde yıkım yaşamış illerimizdendir. Doğal olay olan depremin Hatay ilinde kent ölçeğinde onbinlerce ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermesi, bina ve malzeme ölçeğindeki hatalar kadar kentsel ölçekte var olan sorunlar sebebiyle de boyutu yüksek bir afet haline dönüşmüştür. Dolayısıyla kentsel ölçekte yıkım yaşamış Hatay ilinde sorun tespitinin de çözüm önerilerinin de kent ölçeğinden başlayarak ele alınması ve oluşturulması gerekmektedir. Kent bütününde öncelikle detaylı yer bilimsel çalışmaların yapılması ve bu çalışmaların yüzeyde ayakta kalan yapı kalitesiyle birlikte ele alınarak kent bütününde yerleşilebilirlik analizinin öncelikle yapılması zorunludur. Yıkımın kent ölçeğinde olduğu ilimizde, sorunun kent ölçeğindeki kurgudan kaynaklandığı unutulmadan, çözümün de mutlak şartla kent ölçeğinden, çevre düzeni ve nazım plan kararlarından başlanarak aranması gerektiği unutulmamalıdır.”
DEPREM SONRASI AFETİ BÜYÜTEN TEMEL UNSURLAR
“Bölgede barınmanın en acil ihtiyaç olduğu ortadadır. Ancak kentlerin sadece konutlardan ibaret olmayan ticaret, sanayi, altyapı, üstyapı gibi birçok sektör ve bileşeni içerisinde barındıran unsurlarıyla bir bütün olan karmaşık bir yapı olduğu gerçeğinden hareketle Hatay ilinin bütüncül kapsamlı bir planlama ile yeniden inşa sürecinin sürdürülmesi gerekmektedir. Kent bütününde yerleşilebilirlik analizi yapılmadan parçacı ve sadece zemin dayanıklılığına bağlı olarak seçilen yerlerde inşa faaliyetlerinden önce kapsamlı planlama faaliyetine yönelik çalışmaların biran önce başlatılması gerekmektedir. Kentsel makroformun, ulaşım olanaklarının, deprem toplanma alanlarının yokluğunun yeterli açık alan olmamasının, kaçış güzergahlarının belirlenmemiş ve bu yollara ilişkin gerekli önlemlerin alınmamış olmasının deprem sonrasında afeti büyüten temel kentsel unsurlar olduğu ortadadır. Dolayısıyla yeni yürütülecek planlama çalışmalarında bu hususların önemle ele alınması gerekmektedir.”
KONUNUN KENT BÜTÜNÜ İÇERİSİNDE ÇÖZÜMLENMESİ SAĞLANMALIDIR
“Hatay ili planlama çalışmalarında sadece deprem değil diğer tüm doğal olayların afete dönüşmemesi için bütünleşik afet yönetim stratejisinin Hatay ili planlama çalışmalarında önemle ele alınması gerekmektedir. Hatay ilinin turizm sanayi ve tarım sektörlerinde güçlü ve gelişmiş bir il olduğu gerçeği unutulmadan, tüm bu sektörleri destekleyecek, bölgesel kalkınmaya hizmet edecek hamlelerin yapılması ve bu hamlelere yönelik planlama çalışmalarında gerekli arazi kullanım kararlarının üretilmesi gerekmektedir. Hatay ilinin gelişmiş sektörel yapısına rağmen sadece konut üzerinden yürütülecek bir çalışmanın yetersiz kalacağı açıktır. Bu anlamda bütüncül planlamayı yok sayan, hatta planlama meslek alanını yok farz eden sadece zemin güvenliği açısından yer seçim kararının verilerek yürütülen konut bölgeleri yer seçimi ve inşa süreçleri sonlandırılıp konunun kent bütünü içerisinde çözümlenmesi sağlanmalıdır.”
PLANLAMA ÖNEMLİ
“Depremden etkilenen kentlerimiz önemli tarihsel kültür varlıklarına sahip olan kadim kentlerdir. Kentlerimizin tarihsel bölgelerinin koruma ilkeleri çerçevesinde onarımı ve kentin bütünü ile entegre olacak şekilde planlanmaları önem taşımaktadır. Hatay’ın kadim bir kent olduğu bilinen bir gerçekliktir. Dolayısıyla tarihi alanların ayağa kaldırılması sürecinde aceleci restorasyon projelerinden kaçınılmalıdır.
Bölgeden göç etmiş halkın biran önce Hatay’a geri dönmesi için geçici barınma alanlarının konteyner kentler olarak tasarlanması en gerçekçi çözümdür. Şehre geri dönen Hataylı hemşehrilerimizin Hatay’ın yeniden kalkındırılması sürecinde herkeste çok şevkle ve inançla çalışacağı açıktır. Bu çerçevede hem yetişmiş işgücünün kaybolmaması, hem insanların şehriyle olan bağlarının kopmaması için bu konuda nitelikli barınma alanlarının bir an önce kurulması gerekmektedir.”
KENTLER BİLİM VE TEKNİĞİN IŞIĞINDA İNŞAA EDİLMELİ
“Unutulmamalıdır ki tarihsel birikimlerinin üzerinden yeniden kuracağımız kentler bundan sonraki süreçte yüzyıllar boyunca yaşamımızı sürdüreceğimiz mekânlar olacaktır. Kısa vadeli, parçacıl, bilim, teknik ve şehircilik ilkelerini yok sayan yöntem ve uygulamalarla uzun vadede kentlerimizde bambaşka sorunlar yumağı yaratma ihtimali gözden kaçırılmamalıdır.
Bilim ve tekniğin ışığı altında sağlıklı kentlerin inşa edilmesi, mevcut kentlerin depreme hazırlıklı olması adına yapılacak her türlü çalışmada şehir plancıları odası olarak tüm kurum ve kuruluşlarla çalışmaya hazır olduğumuzu bildirir, yaşanan acıların tekrar etmemesi için mesleğimiz adına üzerimize düşen görevi yapmaya hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.” dedi.