Katledilişinin 30. yılında Uğur Mumcu'yu saygı, özlem ve minnetle anıyor, izindeki gazetecilere "İyi ki varsınız. Yanınızdayız" diyoruz.
Eğitim-İş Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Günal:
“UĞUR MUMCU’YU SAYGIYLA ANIYORUZ”
Eğitim-İş Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa Günal, 30 yıl önce tam bağımsız Türkiye sevdasıyla, gericiliğin karşısında kalemini hakikat ile bilemesiyle toplumun gönlünde büyük yer tutan Uğur Mumcu’nun, aracına koyulan bir bombayla katledildiğini hatırlattı.
Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün 30. Yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Günal, “30 yıl önce bugün, Ankara Karlı Sokak'tan yükselen bir patlama sesi, Türkiye'nin büyük bir aydınından haince koparıldığının habercisi oldu. İlkeli ve cesur gazeteciliğiyle, tam bağımsız Türkiye sevdasıyla, gericiliğin karşısında kalemini hakikat ile bilemesiyle toplumun gönlünde büyük yer tutan Uğur Mumcu, aracına koyulan bir bombayla katledildi.” dedi.
SIRADAN BİR TERÖR SALDIRIÇI OLAMAZ
Yapılan saldırının sıradan bir terör saldırısı olamayacağını iddia eden Günal, “2 Mart faşizminin ''Sakıncalı Piyadesi'' Uğur Mumcu’nun özelleştirmeler ile ekonomik kaynaklarımızın peşkeş çekilmeye başlandığı, etnik ve dinsel kimliklerin ''demokratikleşme'' adı altında ortaya atıldığı bir süreçte katledilmesi sıradan bir terör saldırısı olamaz. Mumcu suikastının aradan geçen onca yıla rağmen aydınlatılmamış olması, davanın bilerek zaman aşımına itilmesi, cinayeti onun yazacaklarından korkan örgütlü kötülüğün el ele işlediğinin kanıtı olmuştur.
DAHA DA ZORLAŞTI
“Ne yazıktır ki bugün Türkiye, Mumcu'nun yaşadığı yıllardan çok farklı değildir. Geçmişte Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy gibi aydınlarımız derin devlet tarafından gerçekleştirilen cinayetlerle susturulurken günümüzde değişen tek şey, cinayet metodunun yerini hapisle sindirme politikasının almış olmasıdır. Aydınlarımız, gazetecilerimiz hapsedilerek sindirilmeye çalışılmakta, Berkinler ve Ali İsmaillerin katilleri korunmaktadır. Mumcu'nun yazdığı mafya-siyaset ilişkileri açısından da maalesef değişen çok bir şey yoktur. Mafya-siyaset ilişkisinin nasıl bir karşılıklı çıkara dayandığını ortaya çıkarmak ise eskisinden daha zorlaşmıştır.
GERÇEKLER GÖRMEZDEN GELİNİYOR
“Terör örgütlerinin emperyalist devletler tarafından nasıl beslendiği konusunda da Mumcu'nun yazdıklarından ders çıkarılmamış, hain terör örgütü PKK başta olmak üzere örgütlerle kimi zaman masaya oturulmuş, kimi zaman dış bağlantıları umursanmadan terörle mücadelede zaafiyetler gösterilmiştir. Tam bağımsız bir Türkiye'nin ancak emperyalistlerin maşası olan terör örgütleriyle kapsamlı ve siyasi çıkarları gözetmeden yapılacak bir mücadeleyle yaratılabileceği gerçeği ne yazık ki bugün dahi görmezden gelinmektedir.” dedi.
MUMCU’NUN UYARILARI DİKKATE ALINMADI
Mumcu'nun devlet gücünü elinde tutanların tarikatlarla çıkar ilişkileri kurmasının Türkiye'nin temel harcı olan laikliği bozacağına yönelik uyarılarının da dikkate alınmadığını belirten Günal, “Ülkemiz, kanlı 15 Temmuz darbe girişimine rağmen "kandırılmaktan" usanmayan bir yönetimin, hala bürokrasiye tarikatlardan insan devşirdiği günlerden geçmektedir. Aradan geçen 30 yılda hala eserlerinin elden ele, fikirlerinin kulaktan kulağa geçiyor olması, Mumcu'nun katledilerek bile susturulamadığının ispatı olsa da, bu kara günlerde yokluğu ilk günkü gibi derin hissedilmektedir.
SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILAN GAZETECİLERE SAHİP ÇIKILMALI
“Bugün Uğur Mumcu gibi gerçeğin anlatıcılarına ihtiyaç duyuyorsak, hakikati ortaya çıkartmaya uğraşırken yargı sopasıyla sindirilmeye çalışılan gazetecilere sahip çıkmamız şarttır.
Eğitim-İş olarak Uğur Mumcu’nun ve diğer devrimci aydınlarımızın katillerinden elbet bir gün hesap sorulacağına yürekten inanıyor ve cinayetler, hukuksuzluklar, yolsuzluklar karşısında suskun kalmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.” dedi. (Haber Merkezi)