Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası Hatay İl Başkanı Erdal Çapanoğlu, çok olanların değil, inananların kazanacağını söyledi.
Antakya Vali Ürgen Alanı’nda üyeleri ile birlikte bir basın açıklaması yapan Çapanoğlu, “Bugün burada eğitim çalışanlarını asgari ücrete mahkûm edip maaşından en üst düzeyde vergi alan ve bununla yetinmeyip sendika seçim ve örgütlenme hakkına müdahale etmeye çalışarak eğitimcinin iradesine yön vermeye çalışan bu düzene karşı olduğumuzu göstermek ve neredeyse açlık sınırındaki maaşları eğitimcilere reva görenlere tepkimizi göstermek için toplandık.” dedi.
Kira, ulaşım ve temel gıda giderleri gibi zorunlu ihtiyaçlar başta olmak üzere birçok kalemdeki fahiş zamlar karşısında birçok vatandaşımız gibi eğitim çalışanlarınında temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiğini belirten Çapanoğlu, “Çalışanların gelirleri özellikle büyükşehirlerde neredeyse bir kiraya eşdeğer durumdadır. Kira ödemeleri yapıldıktan sonra maaşlardan kalan miktarla aylık gıda ihtiyaçlarını karşılamaya, elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarını ödemeye bile yetmemektedir. Öğretmen ve memur maaşlarının yüksek oranda vergi dilimine tabi olması maaşa yapılan zam ve iyileştirmeleri anlamsız kılmaktadır. Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak eğitim çalışanlarının maaşlarının, 2023 Ocak ayında yapılacak zam ve iyileştirmelerle, kurumlar tarafından belirlenen refah seviyelerine çekilerek maaşın yoksulluk sınırına kadar olan kısmının vergiye tabi tutulmaması ve alım gücünün korunması için gelir vergisi oranlarının güncel ekonomik koşullara uygun olarak revize edilerek vergi kesinti oranının yüzde 15’e sabitlenmesini istiyoruz.” dedi.
Eğitimciyi bu hale getirenlerin yetkili sendika ve destekçisi sarı sendikalar olduğunu iddia eden Çapanoğlu, “Siyasete yaranmak adeta şirin gözükmek için memurun ekonomik ve özlük haklarını toplu görüşme tiyatrolarında siyasilere peşkeş çektiler. Sahte TÜİK rakamlarıyla buçuklu zamlara teşekkür ederek makamlarını garantiye almak isteyenler memuru enflasyona ezdirdi. Siyasetin ve “malum sen”lerin bu paraya muhtaç olduğunu düşündükleri eğitim çalışanları artık gerçeklerin farkındadır, yaşadıkları geçim sıkıntısının sebebini gayet iyi görmüştür. Sendikacılık anlayışından uzak, üyelerini sayıdan ibaret gören bu anlayışın artık kamu çalışanlarına yapacağı tek hizmet kendini fes etmektir. Örgütlenme özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmanın, devlet memurunu ve bir ihtisas mesleği olan öğretmenliği asgari ücrete mahkûm etmenin asıl amacı kamu çalışanlarının karşı çıkma refleksini engellemek, çaresiz bırakmak ve istedikleri düzeni kurarak menfaatlerine engel olmaya çalışanları saf dışı bırakmak olduğu aşikârdır. Taleplerimiz karşılanmadığı takdirde eğitim çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek için 2 Ocak 2023 Pazartesi günü sendikamızın aldığı karar doğrultusunda iş bırakma eylemi yapacağımızı da buradan kamuoyuna duyuruyoruz. Kamu Çalışanlarının bu zamana kadar olan tüm maddi kayıplarının karşılanarak maaşlarının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır. Maaşın yoksulluk sınırına kadar olan kısmı vergiye tabi tutulmamalı ve alım gücünün korunması için gelir vergisi oranlarının güncel ekonomik koşullara uygun olarak revize edilerek vergi kesinti oranı yüzde 15’e sabitlenmelidir. Örgütlenme özgürlüğü üzerinde kurulmaya çalışılan baskı derhal son bulmalıdır. Bu isteklerimiz karşılanana kadar da susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Çok olanlar değil inananlar kazanacak!” dedi. (Haber Merkezi)