HATAY Sanayici İşinsanları Derneği (HASİAD) Başkanı Murat Hayzaran, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik darboğazdan kurtuluşunun tarıma dayalı sanayide olduğunu söyledi.
HAYZARAN: STRETEJİK PLAN ŞART
Türkiye’de bir an önce tarıma dayalı sanayinin kurulması gerektiğini belirten Hayzaran, “Şu an Türkiye olarak üreten bir toplum konumundayız. Pandemi sonrası yaşanan enflasyon baskısından kurtulmak için tarıma dayalı sanayiyi kurup, bir an önce tüketen toplamdan üreten topluma geçmeliyiz.” dedi.
ENFLASYON ÜLKEDEN ÜLKEYE DEĞİŞTİ
Yaşanan pandeminin ardından tüm dünyada üretim zincirinin kırıldığını belirten Hayzaran, “Pandemi döneminde değil, ülkeler arası seyahat evimizden bile çıkamadık. Tabi bu süreçte de doğal olarak üretim zinciri kırıldı. Üretim zinciri kırılınca, bu süreç pandemi sonrasında bizlere enflasyon olarak, hayat pahalılığı olarak yansıdı. Pandeminin akabinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ve bu savaşın beraberinde getirdiği sıkıntılarda bize enflasyon olarak yansıdı. Dünya genelinde yaşanan bu enflyasyonist baskı o kadar hissedilir bir duruma geldi ki, ülkeden ülkeye bu baskı değişiklik arz etti.” dedi.
STRETEJİK PLAN ŞART
Enflasyonun bazı ülkelerde bir çarpan katsayısı ile hissedilirken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde çok büyük çok büyük çarpan katsayısında hissedildiğini belirten Hayzaran, “Bu süreç içerisinde örnek veriyorum, asgari ücrete yapılan zamlar daha asgari ücretle çalışan insanların cebine girmeden eridi. Doğal olarak bu ekonomik sıkıntıların yaşandığı süreçten bir çok sektör etkilendi. Türkiye’nin bu süreçten çıkışı tamamen üretime dayalı bir sanayi modeli oluşturarak, planlı stratejik çalışmalarla, üretimin esas olduğu üreten toplum haline gelmek.”
İHRACATA KATMADEĞER KATACAKTIR
“Maalesef şu an tüketen bir toplum durumundayız. Toplumu bir an önce tüketici konumundan çıkartıp, üreten topluma geçirmek için tarıma dayalı yüksek sanayi oluşturulmalı. Bu konuda yeni bir tarım politikası oluşturulması gerekiyor. Yapılacak stratejik planla, tarıma dayalı sanayide her ürünün her yerde değil, toprak yapısına göre ürün yetiştirilmeli ve o bölgede yetişen ürünlerin markalaştırılması ihracata katma değer katacaktır.” dedi.
İTHALATA DAYALI İHRACAT
Bu konuda ileriye dönük çalışmaların yapılmasının büyük önem arz ettiğini belirten Hayzaran, “Netice itibari ile Türkiye’nin ihracatı artarsa cari açığınızda düşer. Kişi başına düşen milli gelirinizde artar. Şu aşamada bizim ihracatımız ne yazık ki ithalata dayalı bir ihracat. Bu yüzden petrol ürünlerinden, enerji maliyetlerinden dolayı, ihracatçılarımızda büyük sıkıntılar yaşıyor. Bu noktada burada süreç içerisinde bizim yeni tarım politikalarına ihtiyacımız var. Bu politikaları ürettiğimiz takdirde bu sıkıntıları aşabiliriz. Devletler planlamalarını seçimden seçime değil, genel olarak 20 yıllık 30 yıllık planlamalar yapmalı. Bu eğitimde de öyledir. Çok üniversite açarak değil, var olan üniversitelerde eğitimin niteliğini arttırarak ihtisas birimleri oluşturarak, işsizler ordusuna bir kişi daha katmak için değil, istihdama bir kişi daha katmak için eğitim politikaları da gözden geçirilmeli.” diye konuştu.