KALICI KONUTLAR BİR AN ÖNCE BİTİRİLMELİ - Hatay Gazetesi

KALICI KONUTLAR BİR AN ÖNCE BİTİRİLMELİ

  • Eklenme Tarihi :17.05.2024 | 10:46
  • Muhabir :Haber Merkezi

KALICI KONUTLAR BİR AN ÖNCE BİTİRİLMELİ

Ortak Akıl-Antakya Platformu kamuoyuna yönelik olarak yayınladığı duyuruda Hatay'da yaşam koşullarının mümkün olan en kısa sürede iyileştirilmesi için atılan her adımı kıymetli olduğunu, Hatay halkı için çaba gösteren ve katkı koyan kişi ve kurumlara desteğin gönüllü bir şekilde sunulacağını açıkladı.

 

Ortak Akıl-Antakya Platformu kamuoyuna yönelik olarak yayınladığı duyuruda şu ifadelere yer verdi:

6-20 Şubat depremlerinde ağır hasar alan Hatay’ın yeniden imarı kapsamında 30 Nisan ve 8 Mayıs 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen proje tanıtım etkinlikleri kamuoyunda olduğu kadar şehir planlama ve mimarlık camiasında da tartışmalara neden oldu. Bu vesileyle Platformu’muzun hedefleri ve afetzede vatandaşlarımızın sorunlarının giderilmesi bakımından önemli gördüğümüz bazı hususların hatırlatılmasında yarar görüldüğü için bu bildirinin kamuoyu ile paylaşılmasına karar verilmiştir.

ANTAKYA 2300 YILLIK KÖKLÜ BİR TARİHE SAHİP

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen bilgiye göre Hatay’daki yaklaşık 150 bin hak sahibinin konut ve işyerinin inşası ivedilikle çözülmesi gereken bir ihtiyaçtır. Ancak bu sorunun çözümü için geçtiğimiz yıllarda benzerleri defalarca denenmiş, sosyal ve ekonomik açıdan olumsuz sonuçlarına tanık olduğumuz yöntemlerin dışında farklı modeller denenmesi gerektiği de açıktır. Antakya 2300 yıllık köklü tarihe sahip katmanlı bir şehirdir. Bu tarihi miras sadece Asi Nehri’nin doğusunda kalan ve bugün Riskli Alan ilan edilen bölge ile sınırlı tutulamaz. Şehrin bütününün kapsayıcı bir bakışla ele alınması gereklidir.

DEPREM KONUTLARININ KENTSEL DONATI EKSİKLERİ

8 Mayıs tarihli tanıtımda sunulan projelerden anlaşıldığı kadarıyla Antakya’nın modern dönemde gelişen ve depremde büyük oranda yok olan yerleşim alanlarında on binlerce konut ve işyerinin birkaç çeşit tip bloğun tekrarına dayanarak tek seferde inşa edilecek olması meslek çevrelerinde olduğu kadar kamuoyunda da endişeyle karşılanmıştır. Geçici barınma alanlarında ve göç ettikleri şehirlerde yaşayan halkın acil ihtiyaçlarını hızla çözmek için atılan bu gibi adımların gelecekte daha büyük sorunlar doğurma ihtimalini geçmiş tecrübelerimiz bize gösteriyor. Antakya gibi köklü bir şehrin daha ihtimamlı bir müdahaleye ihtiyacı olduğunu akılda tutmalıyız. Gülderen ve Dikmece gibi şehir merkezinden kopuk mevkilerde inşaatı devam eden deprem konutlarının kentsel donatı eksikleri, bu sitelerin şehre nasıl entegre olacağı, gerçek ihtiyaç sahiplerinin bu sitelerde yaşayıp yaşayamayacakları gibi sorular akılları kurcalarken aynı yöntemin merkezde çok geniş bir alana yayılması endişeleri artırmaktadır.

1 ANAHTARA KARŞI 1 ANAHTAR SÖZÜ TEK KISTAS OLAMAZ

Öte yandan şehrin merkezinde Pilot Proje Alanı olarak adlandırılan bölge için geliştirilen ve 30 Nisan’da davetlilere tanıtılan mimari projelerin temin edilme sürecinin de sorunlu olduğu belirtilmelidir. Söz konusu alanda yaşayan mülk sahiplerinin bilgileri bile olmadan yürütülen bir proje sürecinin arzulanan sonuçları yaratması güç olacaktır. Yasadışı yapılaşma ve gecekondu bölgelerinin kentsel dönüşüm süreçlerinde bile mahalle sakinlerinin söz sahibi olması için imkanlar sağlandığı bilinmektedir. Bu projelerin temin sürecinde ise mülk sahiplerinin ne ölçüde temsil edildiği, taleplerinin dinlendiği bilinmemektedir. Depremden önce bu alanda yaşayan kiracılardan kimsenin söz etmediğine de mutlaka işaret edilmesi gerekir. Mimari projelerin somut başarı kriteri genel geçer beğenilerle değil, bizzat o mekanları sahiplenecek kişilerin taleplerini ve ihtiyaçlarını karşılamasıyla ölçülür. Şayet bu alanın sahipleri belliyse program oluşturulurken onların taleplerini dikkate almak öncelikli görevlerden biri olmalıydı. Basına açık toplantılarda sıkça dile getirilen “1 anahtara karşı 1 anahtar” sözü mimari programın tek kıstası olamaz.